Two Prosecutors İncelemesi: Bir İdealin Peşinde

Değerlendirme: 3 / 5.

Two Prosecutors, adaletin ağırlığını sırtında taşıyan iki savcının hikâyesi üzerinden, güçle vicdan arasındaki o dar ve tehlikeli çizgide dolaşıyor.

Film, kariyerlerini ayakta tutmaya çalışırken içlerinde çürüyen parçaları saklamaya çalışan bu iki karakteri merkeze alarak başlıyor. İkisi de aynı adalet sistemi içinde çalışıyor, ama aynı gerçeğe bakarken tamamen farklı şeyler görüyorlar. Tam da bu çarpışmanın içinden konuşuyor.

Yönetmen, adalet kavramını romantize etmek yerine soğuk bir gerçeklik hissiyle ele alıyor. Özenli ama gösterişsiz bir sinematografi, ışık geçişleri ve karakterlerin yüzündeki mikro ifadeler, sistemin yarattığı baskıyı hissedilir hâle getirmiş. Ses kullanımı bile zaman zaman karakterlerin sıkışmışlığını yankılamak için birer araç hâline geliyor. Sadece bir soruşturma anlatmıyor yapım; soruşturmanın her adımında insanların neyi kaybettiğini, neyi sakladığını ve neyi görmezden geldiğini katman katman açıyor. İki savcı arasındaki ilişki, klasik bir iyi–kötü karşıtlığına yaslanmıyor.

Bir “iş ortaklığı” değil, bir “vicdan ortaklığı” izletiyor aslında. Her dosya birinin hayatını, birinin hatasını, birinin sessizliğini temsil ediyor. Bu dosyalar sadece adli belgeler değil; karakterlerin üzerlerine birer ağırlık gibi çöken, her açıldığında biraz daha yıpratan bir ruh hâli. Yönetmen aslında bu motif üzerinden çok net bir şey söylüyor: Adalet yalnızca kanunla değil, insanın taşıyabildiği yükle şekilleniyor.

Two Prosecutors, “adalet kime yarar, kimden eksilir?” sorusunu öyle bir noktaya getiriyor ki, cevap vermek zorunda değilsin; hissetmek yeterli… Film, adil olmaya çalışmanın bile bazen bir lüks olduğunu, doğruyu savunmanın kişisel bir bedeli olduğunu hatırlatıyor. Ve geriye şu kalıyor: Adalet gerçekten hak edene mi gider, yoksa gücünü en iyi saklayana mı?

bifilmkurdu öneriyor mu?

Evet. Çünkü yozlaşmış sistemlerin içinde yavaş yavaş çürüyen insanların hikâyesi, nerede yaşadığımızdan bağımsız olarak hepimize tanıdık. Ve belki de tam bu yüzden, film düşündürdüğü kadar sarsıyor.