The Roses İnceleme: Kötü Günde Ama İyi Günde Değil

Film, “iyi günde, kötü günde” sözünün aslında ne kadar kırılgan bir temenni olabileceğini sorgulatıyor...

Değerlendirme: 3 / 5.

Benedict Cumberbatch ve Olivia Colman’ın başrollerini paylaştığı The Roses, tam anlamıyla İngiliz usulü bir kara mizah örneği. Film, dışarıdan kusursuz görünen bir evliliğin çatırdayışını alaycı bir tonla anlatıyor. Theo ve Ivy Rose çifti, çevrelerinin imrendiği, birbirleri için yaratıldığı düşünülen bir çift olarak tanınıyor. Ancak Theo’nun kariyeri düşüşe geçerken Ivy’ninki yükselmeye başlıyor. Bu değişimle birlikte evliliklerindeki güç dengesi bozuluyor ve izleyici, giderek absürtleşen bir trajikomediye tanık oluyor.

Cumberbatch ve Colman’ın karşılıklı performansları, evlilik kurumunun ironik yönlerini hem acı hem komik bir şekilde gözler önüne seriyor. Film, “iyi günde, kötü günde” sözünün aslında ne kadar kırılgan bir temenni olabileceğini sorgulatıyor.

Başlangıçta yalnızca tek taraflı bir ego sorunu gibi görünen hikâye, zamanla evliliğin iki yönü olduğunu hatırlatıyor. The Roses, karşılıklı beklentilerin, kırılganlıkların ve bastırılmış rekabetin nasıl yavaşça bir savaş alanına dönüştüğünü incelikle ortaya koyuyor. Zaman zaman bu mecazi savaş, gerçeğe dönüşüyor; havada uçuşan eşyalar ve iğneleyici sözlerle.

Diyaloglar ve filmin ritmi son derece başarılı; her sahne hem doğallığı hem de zekice kurgulanmış mizahıyla dikkat çekiyor. Cumberbatch ve Colman’ın kusursuz uyumu, evlilik kurumuna dair keskin bir aynaya dönüşüyor. Final ise uzun zamandır izlediğim en tatmin edici kapanış sahnesine sahip.

bifilmkurdu öneriyor mu?

Kadrosu, senaryosu, görselliği her şeyiyle izlemesi acayip keyifli bir kara mizah. Mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum.