Steven Spielberg tarafından yazılan ve yönetilen yarı oto-biyografi türündeki The Fabelmans filmi, bu senenin en özel yapımlarından. Film Spielberg’ün çocukluğu ve gençliğinden oluşan anılara yer veriyor. Aynı zamanda bir sinemaya aşık olma hikayesi.

Filmi izlerken aklıma gelen yegane şeylerden birisi, sinemanın geçmişte ne kadar zor olsa da daha keyif verici olması hakkında. Günümüz sinemasının bu tadı yakalaması epey zorlaştı. Sıradan bilindik konuları bile güçlü görsel dille anlatan sinema artık çok başka ve farklı yerlerde. Spielberg, bize çok farklı bir dünya sunuyor ve bu filmi tamamen kişisel ve duygu yüklü olmuş. Yer yer gözlerinizi dolduran bir aile hikayesine dönüşürken, zaman zaman da sanata duyulan bir aşkın zor ve içten yolculuğunu izliyoruz.

Filmin kadrosunda Paul Dano, Michelle Williams ve Seth Rogen gibi önemli isimler var lakin başrol oyuncu Gabriel LaBelle ne kadar role yakışmış olsa da zaman zaman bu usta oyuncular arasında ”bu da nazarlık” diye düşündüğümüz performanslar da sergilemiş. Final sahnesinde önemli bir konuk oyuncu ve görkemli bir finale bitişi yapmış.

Ben filmi çok sevdim, bu yıl izlediğim filmler arasında en iyi filmlerden ama en iyisi olmak dışında basit bir hikayeyi bu kadar güçlü anlatılması beni derinden etkiledi. İyi seyirler dilerim.