MCU’nun merakla beklenen devam filmi Wakanda Forever bugün vizyona girdi. Dürüst olmak gerekirse çok büyük bir beklenti ile gitmedim çünkü son dönemde yapılan MCU filmleri hep birbirini tekrar eden süper kahraman filmleri olarak hayal kırıklığı yaratmaya devam ediyor. Spoilersiz olarak film hakkındaki fikirlerimi size aktarmak benim için bir hayli zor olacak..

Öncelikle Chadwick Boseman vefat ettikten sonra hayranlar arasında büyük fikir ayrılıkları yaşanmıştı, hatırlarsınız. Kimisi yeni bir Black Panther istemezken kimisi ise seri için yeni bir oyuncunun gelmesi geldiği konusunda bir hayli ısrarcıydı. MCU ciddi bir şekilde sessizliğini korudu ve hala sonucun ne olduğu tahmin edenler olsa da bilmeyen büyük bir kesim var. O sürprizi tabii ki sizinle paylaşmayacağım, ama memnun kalacağınıza eminim.

Filmin ilk yarısı bir hayli dramatik ilerliyor. Oyuncularında hayranlar gibi eski Black Panther’i veda edisini izliyoruz. Ben çok beğendim adeta cenaze törenine katılmış gibi bir hissiyat sardı içimi. Fakat ikinci yarıda işler çok başka bir hal alıyor ve aradığımız bir düşmandan çok beklediğimiz bir kahramanla yüzleşiyoruz. Shuri’nin çok değiştiğini ve yaşadığı acıyı izlerken aklıma Peter Parker’ın yaşadıklarına yapılan minik bir gönderme hissettim ve ikisi arasında ciddi bir duygu benzerliği kurdum. Bu beni Shuri’ye karşı daha ılımlı hissettirdi çünkü en sevdiğim Marvel karakteri her zaman Spider Man olmuştur.

Hazır karakterlerden bahsederken filmin büyük bir kısmında kadın oyuncuların ön planda olduğunu belirtmek istiyorum. Özellikle şimdiye kadar yapılmış en feminist MCU filmini izlediğimiz konusunda hem fikir olacağımıza eminim. Bir çok kez kadın figürünü yan karakter ya da başrol ama yan karakter olarak erkek karakterle izlerken bu sefer güçlü siyahi kadınların yaşadığı insani duyguları da deriden hissediyoruz.

Filmden sonraki son sahneyi mutlaka izlemenizi tavsiye ederim çünkü çok önemli minik bir haber saklıyor bizden. Şimdiden keyifli seyirler diliyorum sizlerlere..