İnceleme Tarihi: 02 ŞUBAT 2018
Bugün kaç yaşınızda olursanız olun izlerken keyif alabileceğiniz aynı zamanda kitapları da filmleri kadar güzel 4 yapımdan bahsedeceğim. (Beğenme sırama göre yorumlamak istiyorum. )
4) Kağıttan Kentler – Paper Towns
Biraz değişik ilerleyen konusu ile sizi içinize çeken bir yapım Paper Towns. Açıkçası büyük beklentilerim olmadan gitmiştim izlemeye çünkü çoğu uyarlama kitabın zevkini sizden alıyor. Bu öyle bir yapım ki, ben içinde kaybolmuş gibi hissettim. Ergenlik döneminde hepimizin hoşlandığı fakat platonik kaldığı aşklar olmuştur. Bu konuyu gerçekten güzel ele alıyor. Bu filmde en çok etkilendiğim şey, Margo’nun hayata bakış açısı. Final sahnesinde görsellikler de gerçekten izlemeye değer.

3) Aynı Yıldızın Altında – The Fault in Our Stars
Herhalde bu filmi izleyip, ağlamayan genç sayısı epeyce azdır. Klasik gelebilecek bir konuyu gerçekten çok içten ve çok samimi bir şekilde işlenmiş bu filmden etkilenmemek imkansız olsa gerek. İşin doğrusu başrolünde gerçekten -üzelerek söylemek gerekirse- sevmediğim iki oyuncunun (kişisel olarak değil gerçekten yeterli olduklarını düşünmüyorum.) bu kadar iyi iş çıkarması beni etkilemişti. Hastalıkla mücadele etmek ve aşık olmak temalı bu yapım güzel bir uyarlama.

2) Ben, Earl ve Ölen Kız – Me And Earl And the Dying Girl
Belki bu filmin diğer filmlerin önüne geçecek kadar iyi olmadığını düşünüyor olabilirsiniz ama bu filmin görsel açıdan bakınca diğer yapımlardan daha iyi olduğunu söylemek isterim. Bir filmi izlerken, görselliğe çok önem veriyorum ve bu filmdeki sıkıcı sahneler bile sanatsal açıdan tatmin ediciydi ve bu beni çok etkiledi. Film bitince çok muhteşem bir ruh hali hissetmesem de, her sahneyi izlerken keyif aldım. Başarılı ve izlenmesi gereken bir yapım olduğunu düşünüyorum. Uyarlama konusuna gelince kitabın hayranı iseniz film sizi o kadar etkilemeyebilir. (Not: Aşkın arkadaşlıktan daha özel olduğunu kanıtlamış bir yapım.)

1) Saksı Olmanın Faydaları – The Perks Of Being A Wallflower
”Görebiliyorum, çünkü bu artık yaşadıklarının acıklı bir hikaye olmadığını anladığım o an. Ayağa kalkıyorsun ve binalardaki ışıkları görüyorsun ve herşey içini hayranlık ile dolduruyor. Ve yolda dünyada en sevdiğin insanlarla birlikte o şarkıyı dinliyorsun. İşte o anda yemin ederim, biz sonsuzuz.”
Olumsuz yorumların aksine o kadar güzel konulara değinilmiş ki, izlerken bazen gülmekten kendimi alamadım bazense göz yaşlarımı tutamadım. Bu tarz filmler herkesin hissedebileceği tür olmadığı için belkide. Bir çok hayat dersi çıkarabileceğiniz, mükemmel olmayan insanlar kusursuz olmayan hayatlarını içeriyor.
Açıkcası herkesin aksine şunu diyebilirim, keşke daha önce izleyip bu kadar ertelemeseydim. Görselliğine gelince, tek kelimeyle kusursuzdu. Yönetmeni Stephen bey, siz bir şahanesiniz.








Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.