Film Önerisi: The Princess Diaries 1&2

Ama sadece farklı bir mucize bulmalıyız. Fazlasını değil. 

Cesaret korkudan yoksun olmak değildir. Korkudan çok daha önemli olan karar verme yeteneği vardır. Cesaret sonsuza kadar yaşayabilir ama ihtiyat hiç bir zaman yaşamaz.

Efsane repliklerin barındığı izlerken hem eğlenip hem duygulandığımız masalsı bir dünyaya bizi götüren The Princess Diaries serisinden bahsetmek istiyorum biraz sizlere.

2000’lerin başı 1990’ların sonunda harika, saf bir o kadarda kendini içine çeken bazen sıradan bazen özgün senaryolu bir çok romantik komedi girdi hayatımıza. Sanırım bu dönemde ergenliğin zirve filmlerine sahip olan çocuklar olarak çok şanslıyız. Ama kaçırdıysanız o dünyaya gitmenizi tavsiye ederim, içtenlikle.

Uzun zamandır yeni tarz romantik komedileri hiç sevemiyorum. Bunun sebebini geçen film koleksiyonumdaki filmlere bakarken fark ettim. O kadar ponçik, o kadar sevgi dolu, o kadar güzel filmler izlemişim ki liseden sonra bay gelmiş desem yalan olmaz sanırım.

The Princess Diaries‘de bunlardan biri. Baş rolünü saf ve zarif güzelliğin beden bulmuş hali olan Julie Andrews ve başarısı ve yeteneği ile beni benden alan muhteşem oyuncu Anne Hathaway’in üstlendiği 2  filmden oluşan tatlı-romantik-komedi.

Birinci film her zaman olduğu gibi ilk olmasının etkisi ile sanırım beni çok daha sevdiğim bir yapımdır. Eğlenceli karakterler, 90’ların havasındaki üniformalar, Mia’nın prenses olmayı kabullenmeye çalışması ve aile ve arkadaşlığın önemini vurgulayan sevgi yumağı bir yapım. O zamanki moda ile şuanki modayı karşılaştırırken ”vay canına” diyebilirsiniz çünkü fark ciddi anlamda insana nostalji yaşatabiliyor.

İkinci filmde aşk biraz daha ağır basıyor. Açıkçası ben birinci filmde işlenen esas oğlan karakterini aşırı derecede sevmiştim ve beğenmiştim. Yinede yadırgamıyoruz zira Prensesimiz büyüdü ve artık kraliçe olma yolunda ilerliyordu. Ama konusu bu sefer hayaller, hedefler ve aşk olarak devam ediyor.  Film bittiğinde bitmesine üzüldüğüm çok nadir romantik-komedilerden biriydi benim için. Ve hala arada çıkarıp izlerim.

Kısacası efendim, bu filmi size şiddetle tavsiye ediyorum. Bazen bu tarz filmleri izleyip bir kase dondurma yiyerek kendinizi mutlu edebiliyorsunuz.

İyi seyirler.

Acemi Prenses – The Princess Diaries